- 01:33Hira Tatlısı En Özel Tatlı Denediniz mi?
- 00:46Pizzanın böylesini denediniz mi?
- 21:29Osmanlı Bandırma Tatlısı
- 01:56Görünce şaşıracaksınız Sizi şaşırtacak tarifler
- 00:48Zeytinyağlı Yaprak Sarması Ustalardan Tarifler
- 01:42Böylesi Görülmedi Ustalardan Gül Tatlısı
- 19:48Yumuşacık Poğaça Denediz mi?
- 23:43Garnitürlü Pilav Tarifi Denediniz mi?
- 22:59Muhteşem Bir Çikolatalı Tart Ne Dersiniz?
- 15:42NATO'dan 'Zeytin Dalı Harekatı' açıklaması
- Altın174,265
- BIST110.932
- Dolar4,0605
- Euro4,9845
- Euro/Dolar0.00
- Sterlin5,7083
- İstanbul20 °C
- Ankara23 °C
- İzmir25 °C
- Konya20 °C
- Adana25 °C
- Antalya25 °C
- Diyarbakır22 °C
- Bursa25 °C
- Kayseri20 °C
- Kocaeli24 °C
- Şanlıurfa25 °C
- Gaziantep24 °C
- İçel23 °C

27 Mayıs ihtilalinin en önemli gerekçesi Menderes iktidarının CHP hakkında Tahkikat Komisyonu kurarak muhalefeti yok edip diktatör olmak istediği iddiasıdır.
Taha Kıvanç yazdı
Tahkikat Komisyonu kurulması önerisini DP Meclis Grubu 12 Nisan 1960da, Meclis ise 15 Nisanda kabul etmişti. Halbuki Abdi İpekçi ve Metin Toker ordudaki darbe örgütlenmesinin 1950lerin ortasında başladığını anlatırlar.
27 Mayısa giden yolda, karşılıklı tahrikler, tahammülsüzlükler vardır.
Menderesin 1954te çıkardığı yabancı sermaye ve petrol kanunlarına karşı İnönü ünlü Uşak konuşmasıyla Memleketi satıyorlar kampanyasını açmış, ordudaki ihtilal örgütlenmesi o dönemde başlamıştır! Halbuki İnönü 27 Mayıstan sonra iktidara geldiğinde bu kanunları benimseyecekti! CHPnin yıkıcı kampanyası Menderes Kars ve Ardahanı Ruslara sattı, öldürttüğü gençlerin cesetlerini kıyma makinelerinde yok etti propagandasına kadar varmıştır!
DP iktidarı ise, CHPnin ihtilal yaptıracağı korkusuyla, Vatan Cephesi ve Tahkikat Komisyonu gibi uygulamalarla, basını susturma girişimleriyle ağır bir baskı yoluna gitmiştir.
Yangına karşılıklı benzin sıkılarak 27 Mayısa gelinmiştir.
Devrimi tamamlamak!
Seçimle gelmiş ve seçimle gideceğini ilan etmiş bir iktidarı silahla devirmenin meşruluğunu kabul ettirmek için 27 Mayıs devrim kültünü körüklemiş, seçim, sandık, milli irade gibi kavramları ise önemsizleştirmiştir!
Böylece Türkiyeyi bugün de sarsmakta olan korkunç bir meşruiyet krizi yaratılmış, darbelerin, siyasi cinayetlerin, silahlı eylemlerin kapısı açılmıştır:
- 13 Kasım 1960: Eksik kalan devrimi tamamlamak için cunta içinde cunta oluşmuş, 13 Kasımda tasfiye yaşanmıştır.
- 14 Eylül 1960: Yine eksik kalan devrimi tamamlamak için ordu içinde Silahlı Kuvvetler Birliği adıyla yeni bir cunta oluşmuş, 12 ve 14 Eylül günlerinde merhum Polatkan, Zorlu ve Menderesi bu cunta ipe çektirmiştir! Bu cuntanın muhtırasıyla seçimleri kim kazanırsa kazansın hükümeti CHPnin kurması, Çankayaya General Gürselin seçilmesi sağlanmıştır!
- 22 Şubat 1962: Yine eksik kalan devrimi tamamlamak için Albay Talat Aydemir darbeye teşebbüs etmiş, vazgeçmesi karşılığında affedilmiştir.
- 21 Mayıs 1963: Albay Aydemir yine ihtilale teşebbüs etmiş, fakat nizami ordu Başbakan İnönüden yana tavır aldığı için başarısız olmuş, idam edilmiştir.
Vesayetçi demokrasi
Hepsi bu kadar değil. Sandıktan gericiler çıkıyor iddiasıyla, seçilmişlerin elini kolunu bağlayan vesayetçi bir devlet iktidarı anayasası yapılmış, yargı kadrosu ve kültürü de buna göre şekillendirilmiştir! Prof. Bahri Savcıya göre, bunun adı Atatürkçü demokrasi idi!
1970lere doğru, cici demokrasi diye hürriyetçi demokrasiyi aşağılayan, eksik kalan devrimi tamamlamak görevini asker sivil ilerici aydınlara veren teorilerle ordudaki cuntalaşmalar devam etmiş, ardından silahlı terör örgütleri gelmiştir! Bunu darbeler izlemiştir.
Türkiye dünya ortalamasının üstünde kalkınma hızını ilk defa 1950-60 döneminde yakalamıştı. 27 Mayısın yarattığı meşruiyet krizleri içinde debelenen Türkiye, 1980e gelindiğinde Güney Korenin gerisinde kalacaktı!
27 Mayıs, kanlı bir utançtır, Türkiyeyi meşruiyet krizine atan siyasi bir cinnettir.
MİLLİYET



