- 01:33Hira Tatlısı En Özel Tatlı Denediniz mi?
- 00:46Pizzanın böylesini denediniz mi?
- 21:29Osmanlı Bandırma Tatlısı
- 01:56Görünce şaşıracaksınız Sizi şaşırtacak tarifler
- 00:48Zeytinyağlı Yaprak Sarması Ustalardan Tarifler
- 01:42Böylesi Görülmedi Ustalardan Gül Tatlısı
- 19:48Yumuşacık Poğaça Denediz mi?
- 23:43Garnitürlü Pilav Tarifi Denediniz mi?
- 22:59Muhteşem Bir Çikolatalı Tart Ne Dersiniz?
- 15:42NATO'dan 'Zeytin Dalı Harekatı' açıklaması
- Altın172,073
- BIST107.015
- Dolar4,0658
- Euro4,9307
- Euro/Dolar0.00
- Sterlin5,6544
- İstanbul24 °C
- Ankara22 °C
- İzmir25 °C
- Konya17 °C
- Adana23 °C
- Antalya22 °C
- Diyarbakır18 °C
- Bursa20 °C
- Kayseri16 °C
- Kocaeli16 °C
- Şanlıurfa22 °C
- Gaziantep16 °C
- İçel22 °C

IŞİD'in esaretinden kurtulan Türkiye'nin Musul Başkonsolosu Öztürk Yılmaz, rehin kaldıkları 101 günde yaşadıklarını anlattı.
NTV'nin konuğu olan Musul Başkonsolosu Öztürk Yılmaz, rehine kaldıkları günleri anlattı. Bir yerden başka yere taşınırken gözlerin kapatıldığını, ayrıca araçların camlarının tamamen kapatıldığını anlattı.
"Başkonsolosluğumuz bir anda çevrildi. Musul ‘u ayakta tutan yerel polisti. Vali de kimseye haber vermeden gidince haber duyulur duyulmaz kent birden düştü. Normal bir gün gibi giderken o gün profesyonelce bir baskın yedik. Sayılarını tam bilemiyoruz.
Kameraları patlattılar, etrafı tekmeleye başladılar. Baskından bir buçuk saat sonra da o alanı terk etmek zorunda kaldık. O anda öldürmeyi göze almadılar veya alamadılar. Kadınlara çocuklara ve bayrağımıza en ufak bir şey olursa öldürün dedik. Bizim bildiğimiz gibi bir güvenlik uygulamıyorlar. Nerede olacağınızı bilemediğiniz bir güvenlik uygulaması yapıyorlar.
Otobüslerin camlarını kapatıp, gözlerimizi kapatıp yer değişimi yapıyorlardı. Onların genel stratejisi. Bir yerde bir rehineyi çok fazla tutmak istemiyorlar. Bir de Türkiye gibi güçlü ülkelerin istihbaratı var, her taraftan istihbarat alabilir, her kanaldan istihbarat alabilir. Arazideki, dışarıdaki her unsuru kullanabilir, dolayısıyla bunu biliyorlar, tercümanımız vardı. O gelip bize yer değiştireceğimizi söylüyorlardı. Başımızda bekleyenlerin de haberi olmazdı. Haber başka yerden gelirdi.”
"14 kilo verdim"
Dışarıyı görmelerine izin verilmediğini anlatan Yılmaz, “Telafer'de olmamıza rağmen orada olduğumuzu söylemişlerdi bir kez. Onların merhametine bakıp hareket edemezdim. Bana yardımcı olan bir arkadaşım oldu Türkiye ile haberleşmem konusunda. Telefonu saklayıp bölüp parçalayıp tekrar birleştirip kullanıyordum. Yemek konusunda bize gına gelmişti. Sürekli aynı şeyler geliyordu. İnsanlar kilo verdi. Ben de 14 kilo verdim. Onlar moral bozmak için video izletmeyi seviyorlardı. Rehineyi demoralize edip psikolojisini bozmaktan keyif alıyorlardı” diye konuştu.
"Bunlar yüz defa Kur'an'a el basar, yüz defa yalan söyler"
Bir sabah kalktığında yalnızca terliklerinin kaldığını örediğini anlatan Öztürk Yılmaz, “O da onların verdiği... Zor bir süreçti. Bedeniniz dışında size ait hiçbir şey kalmıyor. Bazen onu da kontrol altında tutamıyorsunuz. Onların bize tehditleri her zaman vardı ama fiziki darbeleri yoktu. Çünkü bunlar, fiziki muameleyi tercih etmiyorlar, kesiyorlar, biçiyorlar. Bunların kültürü farklı. Hemen tanımak zor IŞİD'i. Uzun bir süre rehin olunca tanıdım. Bunlar yüz defa Kuran'a el basar, yüz defa yalan söyler. Sınıra gidene kadar serbest kaldığımız bilemedik. Ben 'Alo' demeden Başbakanımız 'Hoşgeldiniz' dedi. O an anladım” dedi.
Kurtarılmalarının gerçek anlamda başarı olduğunu belirten Yılmaz, “Bu ülkenin dış imajı ve onuru adına süreci yönetenlere teşekkür ediyorum. Bu ciddi bir başarı” diye konuştu.
İHA



